İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen “Vefatının 60. Yılında Ahmet Hamdi Tanpınar” sergisi, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Sergi Alanı’nda açıldı. Sergi, 31 Ocak - 15 Şubat 2022 tarihleri arasında ziyarete açık olacak.

​

Türk edebiyatının değerli isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar’ın vefatının 60. yılı vesilesiyle düzenlenen “Vefatının 60. Yılında Ahmet Hamdi Tanpınar” sergisi açılışı, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Balcı’nın açılış konuşmalarıyla düzenlendi.

“Tanpınar, Eğitim ve Edebiyat Tarihimizin Unutulmayacak Bir Simasıdır”

Açılış konuşması kapsamında söz alan Prof. Dr. Balcı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e geçişte öğretmen olarak, hoca olarak; yazdığı hikayelerle, romanlarla ve şiirlerle hem eğitim hem de edebiyat tarihinin unutulmayacak bir siması olduğunu vurguladı. Bu amaçla bir sergi düzenlediklerini kaydeden Prof. Dr. Balcı şu ifadeleri kullandı: “Türkiyat Enstitüsü’nde, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan intikal etmiş olan, devrin aydınlarının Ahmet Hamdi Tanpınar için imzaladığı kitaplar bulunuyor. Bu kitapların, imzaların ve ona karşı imzanın ötesinde yazılan birtakım ithafların böyle bir sergide görülmesi, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın entelektüel camiada nasıl bir yer işgal ettiğinin anlaşılması açısından çok önemlidir. Böyle bir amaçla bu sergiyi düzenlemek istedik. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Ak Bey uygun gördüler. Kendilerine huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Bu serginin hayırlı ve verimli olmasını diliyorum.”

“Ahmet Hamdi Tanpınar Hocamızın Anısını Yaşatma Arzusundayız”

Prof. Dr. Balcı’nın ifadelerini tamamlamasından sonra Prof. Dr. Mahmut Ak açılış konuşmasını yaptı. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın önemli bir müellif, şair ve entelektüel olmasının yanı sıra İstanbul Üniversitesi’ne emek vermiş bir bilim insanı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ak, “Rektörlük olarak bizler de bu çatı altında değerli hocamızın anısını yaşatmak suretiyle Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nün hazırladığı sergiye ev sahipliği yaparak kendisine şükran ve minnetimizi yineleme arzusundayız” dedi.

Tanpınar’ın Türkiye’de sadece edebî eserleriyle değil düşünceleri ve akademik çalışmalarıyla da belirleyici bir kişiliğe sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ak, Tanpınar’ın İstanbul Üniversitesi ile olan ilişkisini; öğrenciliği, hocalığı ve geride bıraktığı evrak-ı metrukesi olmak üzere üç ayrı bölümde değerlendirmenin mümkün olduğunu belirterek, “Biz gerek mezunlarımız gerekse hocalarımızın hem ulusal hem de uluslararası camiada mihenk taşı haline gelmiş kişiler olmasını kurumumuz için önemli ve değerlendirilmesi gereken bir unsur olarak görüyor, bu bağlamda gelişen akademik çalışmalara destek veriyoruz” şeklinde konuştu.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, yükseköğrenimini 1919-1923 arasında o zaman adı Dârülfünûn Edebiyat Medresesi olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Edebiyat bölümünde yaptığını aktaran Prof. Dr. Ak ifadelerini şöyle sürdürdü: “Birinci Dünya Savaşı sonrasında galip devletler tarafından işgal edilen İstanbul’da işgalin bütün acılarını bir üniversite öğrencisi olarak bizzat müşahede eden Tanpınar, Fakülteden hocası Yahya Kemal’in de tesiriyle Anadolu’da başlayan Millî Mücadeleye olan inancını daima muhafaza etmiş, neticede bu mücadele zaferle sonuçlanmıştır. Tanpınar, o dönemde yazdığı gazete yazılarıyla, yaptığı derslerle üniversite öğrencileri tarafından farklı bir hoca olarak görülen Yahya Kemal’in etkisini hayatı boyunca hissedecektir. Edebiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar çeşitli illerde ve okullarda edebiyat öğretmenliği yapan Tanpınar, Tanzimat’ın 100. yıl dönümü vesilesiyle 1939 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde açılan Yeni Türk Edebiyatı kürsüsüne kurucu profesör olarak tayin edilmiş, 6 yıllık bir dönem hariç 1962 yılında vefatına kadar İstanbul Üniversitesi’nde çalışmıştır. Tanpınar’ın Üniversitemizde oluşturduğu bilim geleneği Edebiyat Fakültesinde kurucusu olduğu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı tarafından devam ettirilmektedir.”

​

“Kendisinden Sonra Nesilleri Etkileyecek Eserler Bırakmıştır”

24 Ocak 1962 tarihinde vefat eden Tanpınar’ın, kendisinden sonra gelen nesilleri etkileyecek eserler bıraktığını belirten Prof. Dr. Ak, “Tanpınar’ın cenaze namazı 25 Ocak 1962 tarihinde çok sevdiği Süleymaniye Camii’nde öğle namazından sonra kılınmış, namazın ardından tabutu İstanbul Üniversitesi merkez binası avlusuna getirilmiş ve burada da bir tören yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin omuzunda taşınan cenazesi Edebiyat Fakültesi önünden geçerken saygı duruşunda bulunulmuş, sonrasında Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı’na, çok sevdiği hocası Yahya Kemal’in yanı başına defnedilmiştir” dedi.

Tanpınar’ın İstanbul Üniversitesi’nde hoca olarak görev yaparken sadece derse girmekle kalmadığını, sanatsal ve akademik anlamda da pek çok önemli eser kaleme aldığını ifade eden Prof. Dr. Ak, kendisinin, İstanbul Üniversitesi ile ilişkisinin vefatından sonra da devam ettiğini, geride kalan evrakının büyük kısmının kardeşi Kenan Tanpınar tarafından İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’ne bağışlandığını söyleyerek, “Tanpınar’dan geriye kalan bu evrak, yazarı yakından tanımak, sanatçı ve fikir insanı tarafını belgeler üzerinden takip etmek açısından önemlidir” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ak konuşmasını şöyle tamamladı: “Bugün açılışını yaptığımız sergi sanatçı dostları tarafından Tanpınar adına imzalanan kitaplar ve Tanpınar’ın şahsi fotoğraflardan oluşmaktadır. Sergimizin düzenlenmesini sağlayan Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Balcı’ya emeklerinden dolayı teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.”

Program, açılış konuşmalarının ardından serginin açılması ve gezilmesiyle sona erdi. “Vefatının 60. Yılında Ahmet Hamdi Tanpınar” sergisi, 15 Şubat 2022 tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.

Haber: Tuğçe Ayçin
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü