Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu - Yemen “Siyasi Dinamikler ve İnsani Yardım” Başlığıyla Gerçekleştirildi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un himayelerinde; İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu Yemen “Siyasi Dinamikler ve İnsani Yardım” başlıklı program, Milli Saraylar Saray Koleksiyonları Müzesi’nde gerçekleştirilen ve Üniversitemizin YouTube hesabından da Türkçe, İngilizce ve Arapça yayınlanan açılış ile başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılışında ilk olarak Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun söz aldı. Çok hareketli bir siyasi tarihe sahip olan Yemen’in, 16. yüzyılda Osmanlı Devleti topraklarına katıldığını ve o gün Yemen’de birlik ve durulmanın sağlandığını belirten Prof. Dr. Karacoşkun, Osmanlı Devleti’nin Yemen’de sadece birliği sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda Yemen’i stratejik öneminden dolayı önemli eyaletlerinden birisi kıldığını söyledi.
“Türk Milletinin Gönül Coğrafyası, Misak-ı Milli Sınırlarının Çok Ötesindedir”
“Ancak 1918’de, Birinci Dünya Savaşı’nın sıcak günlerinde yiğitlerimizi, gençlerimizi Yemen’e göndermişiz. Ve o gün bu gündür o sızı bizim gönül tellerimizi titretmeye devam etmektedir” diyen Prof. Dr. Karacoşkun, Türk milletinin gönül coğrafyasının Misak-ı Milli sınırlarının çok ötesinde olduğunu vurgulayarak, Türk milletinin bir yerde mazlum bir millet varsa dili, dini, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, mutlaka onun yardımına gitmeyi tarihi bir mesuliyet ve mensubiyetinin gereği olarak gördüğünü aktardı.
“Yemen’e Gideni Gelir mi Sandın?”
Türk milletinin bilimsel olarak, kültürel olarak bundan sonra da olması gereken her yerde olacağını kaydeden Prof. Dr. Karacoşkun şu ifadeleri kullandı: “Bizim, dışında tutulduğumuz tüm denklemlerde dünyanın başına ne belalar geldiğini bilmekteyiz. Bizim analarımız, bağırlarına taş basarak ve geri gelmeyeceğini bilerek yiğitlerini, evlatlarını vatan ve millet için göndermekte hiç tereddüt etmemişler ve bizim kahramanlarımız hiç arkalarına bakmadan gitmeleri gereken yere gitmişler ve olmamız gereken yerde olmuşlardır. ‘Mızıka çalındı, düğün mü sandın? Al, yeşil bayrağı gelin mi sandın? Yemen'e gideni gelir mi sandın?’ mısralarında da salt bir ağıt yoktur, bir kahramanlığın da terennümüdür bu. İşte bu anaların, evlatların, kahramanların terennümüdür. Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olduğunu bilen bir milletin kahramanlığının terennümüdür. Bu akademik toplantıda çok kıymetli akademisyenlerimiz, yetkililerimiz bizlerle gerekli bilgileri paylaşacaklardır. Bir hususu daha ifade etmek istiyorum. Kilis bildiğiniz gibi Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan önemli sınır kapılarından bir tanesi. Biz de bulunduğumuz bu coğrafi konumu, medeniyet havzamızın bize yüklediği misyonu dikkate alarak Kilis 7 Aralık Üniversitesi olarak Ortadoğu ve göç konularında yoğunluklu çalışmalar yapmak gibi bir misyonu kendimize belirledik. Yoğun akademik çalışmalar yaptık, yayınlar yaptık. Bu bağlamda böyle bir toplantıda bulunmak bizim için ayrı bir bahtiyarlık.”
“Yemen, Anadolu ile Kurulan Gönül Bağının Nadide Bir Örneğidir”
Prof. Dr. Karacoşkun’un sözlerini tamamlamasının ardından Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar konuşmasını gerçekleştirdi. Yemen’in Anadolu ile kurulan gönül bağının ve bu bağ ile inşa edilen ortak bir tarihin, kültürün ve ortak bir anlayışın nadide bir örneği olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özvar, “Bizler de bugün bu güzel coğrafya ile yüzyıllar öncesine dayanan bir ortaklığın hatırlanması, hatırlatılması ve daha da geliştirilmesi misyonu ile bu sempozyumu tertip etmekteyiz. Bu vesileyle Yemen’in Türkiye ve Anadolu insanı için ne kadar kıymetli olduğunun vurgulanması en önemli arzumuzdur. Bu güzide coğrafya ile gönül bağlarını pekiştirmek ve oranın imarı için ülkemize düşen tarihi misyonu etraflıca ele almak, tertip ettiğimiz sempozyumun en önemli amacıdır” dedi.
“Yemen Bize Tarihimizden Bir Emanettir”
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Yemen’in son yıllarda modern dönemlerin en büyük insani dramlarından birine tanık olduğunu, hatta bunun nesnesi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özvar, “Siyasi krizlerin derinleştiği, devlet aygıtının temel görevleri yerine getirme hususunda sakit kaldığı bu durum, bizleri derinden etkilemektedir. Yemen’in yeniden eski günlerine dönmesi özlem ve temennisi ise üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirme azminde olduğumuzu ifade etmek isterim. Yemen bize tarihimizden bir emanettir. Şehitlerimizden bir emanettir, mensubu olduğumuz medeniyetin bir emanetidir. Bu emanete sahip çıkmak aziz milletimizin en önemli görevlerinden biridir. Umuyorum ki bu organizasyon ülkemizde Yemen’e dair hassasiyetin ve akademik ilginin artmasına vesile olur” şeklinde konuştu.
“Yemen’i Hem Ortak Kültür ve Tarih Hem de İnsani Yardım Açısından Ele Alacağız”
Prof. Dr. Özvar’ın konuşmasını tamamlamasından sonra İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak söz aldı. 2017 yılında İstanbul Üniversitesi olarak Türk Tarih Kurumu ve TİKA ile birlikte Yemen Sempozyumu düzenlediklerini ve Mart 2015’te Uşak Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Osmanlı’nın Birinci Hakimiyet Döneminde Yemen Sempozyumu’nun devamı niteliğindeki sempozyumda Yemen’de özellikle Osmanlı idaresinin ikinci dönemi hakkında akademik araştırma ve çalışmaların ortaya konulduğunu belirten Prof. Dr. Ak, bugün de aynı konu ile ilgili olarak bu kez TBMM himayesinde bu sempozyumu düzenlediklerini söyledi. Yemen’i başlangıçta ortak kültür ve tarih sempozyumu olarak ele almayı planladıklarını ancak Yemen’de ilk sempozyumun gerçekleştiği günden bugüne geçen süre içerisinde çocuklar ve kadınlar adına bir insanlık dramı yaşandığından dünya kamuoyunun ilgisini bu noktaya çekmek için bu konuyu da bu programa dahil ettiklerini aktaran Prof. Dr. Ak, bugün Yemen’i hem ortak kültür ve tarih açısından hem de insani yardım açısından bilimsel olarak ele alacaklarını dile getirerek şunları aktardı: “Yemen’de koleradan etkilenen insan sayısı yarım milyona ulaşırken, sağlıksız ve düzensiz şartlarda eğitim gören milyonlarca öğrenci bulunmaktadır. Yemen tarih boyunca önemli ülke olma özelliğini hiçbir zaman kaybetmemiştir. 1517 yılından itibaren kademeli olarak Osmanlı idaresi altına girmiş ve dört asır Osmanlıların önem verdiği bir vilayet olmuştur. 1833 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya bağlı kuvvetlerin müdahalesi ve ardından 1839’da Aden’i işgal etmesiyle bozulan düzeni Osmanlılar 1871 yılında Yemen Valisi Ahmet Muhtar Paşa ile yeniden sağlamıştır. Yemen’deki Osmanlı hakimiyeti Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ile sona ermiş ve Lozan Antlaşması ile Yemen Osmanlı toprağı olmaktan çıkmış ve maalesef İngilizlerin kontrolü altına girmiştir. Bu dönemden sonra da Yemen’de sular durulmamış ve 1963’te Güney Yemen ve Aden bağımsızlığına kavuşmuş ve nihayet 1990 yılında Güney Yemen ile kuzey birleşmiş ve bugünkü halini almıştır. Ancak Aden Körfezi’nin geçiş yolunda olması ile ilgili olarak Yemen uzak ve yakın ülkelerin ilgisini çekmiş ve bölge iç karışıklıkların odak noktası haline gelmiştir.”
“Yemen’e Barışın ve Huzurun Gelmesi Tek Dileğimiz”
Arap Baharı’ndan sonra 2015 yılında Yemen’de yaşanan iç savaş nedeniyle milyonlarca Yemenli’nin yurt içinde ve dışında mülteci konumuna düştüğünü ve bugün Yemen’de Somali, Suriye ve Filistin’den de binlerce mülteci bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ak, “Bu sempozyumda konular tarihi ve kültürel bir perspektifle ele alınacaktır. Bu çalışmalar Türk-Yemen ilişkilerinin geliştirilmesi ve güçlenmesi için bir katkı sağlayacaktır. Sunulan bildirilerin bu bölgede yaşanan insani dramın daha iyi anlaşılmasına imkân vereceği ve insani yardım çalışmalarının çözümüne katkı sağlayacağı muhakkaktır. Tüm sorunlar tarafsız bir şekilde değerlendirilecektir. Yemen’in istikrarlı bir yapıya sahip olması ve ülkeye barış ve huzurun gelmesi tek dileğimizdir. Bu maksatla uzun vadeli kalkınma projelerine ve bilimsel iş birliklerine ihtiyaç vardır. İstanbul Üniversitesi olarak bu potansiyeli her zaman kendimizde görüyor ve Yemen’in istikrar ve huzuruna bilimsel olarak bir nebze olsun katkı sunmayı hedefliyoruz. Sempozyumun iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirmesini ve bilimsel açıdan hayırlara vesile olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
“Bu Sempozyum, Değerli Kardeşliğimizin Önemli Bir Örneği”
Prof. Dr. Ak’ın konuşmasının ardından Yemen Şura Konseyi Üyesi Prof. Dr. Hussein Al-Amri’nin sağlık sorunları nedeniyle çevrim içi olarak katılamadığı sempozyuma gönderdiği video mesaj yayınlandı. Prof. Dr. Hussein Al-Amri mesajında şu ifadelere yer verdi: “Bizim için çok önemli olan bu sempozyumu, Türkiye ve Yemen arasındaki ilişkilerde alametifarika olarak da sayabiliriz. Bu toplantı bizim değerli kardeşliğimizin önemli bir örneği. Şu anda çok güzel bir sempozyum gerçekleşiyor, ben de aranızda bulunmayı çok isterdim. Sağlık problemleri yaşadığımdan ve tedavi gördüğümden dolayı aranızda bulunamadığım için çok üzgünüm. Bu önemli sempozyumda bulunan değerli katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu sempozyum aslında birçok konuya değiniyor. Çok faydalı konulara değiniyor. Umarım küçük de olsa bir katkı olur, keşke çözüm olabilse. Umuyorum ki çözüm çıkacaktır ancak çözüm çıkmasa bile sizin bu attığınız adım bizim için çok önemli. Hepinize çok teşekkür ediyorum.”
“Küreselleşen Ama Gittikçe Daha Çok İstikrarsızlaşan Bir Dünya…”
Prof. Dr. Al-Amri’nin mesajının yayınlanmasından sonra TBMM Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç, konuşmasını gerçekleştirdi. Bugün küreselleşen ama gittikçe daha çok istikrarsızlaşan bir dünya tablosu ile karşı karşıya kalındığın ve Yemen’in bu tablo içinde çok ciddi insani sorunların yaşandığı coğrafi bölgelerden birisi olduğunu belirten Bilgiç, “Dünyadaki ve Yemen’deki değişen siyasi dinamikleri anlamak, siyasi çözümleri sağlamaya yönelik fikirler üretmek ve böylece Yemen’de istikrarın yeniden kurulmasını tesis etmek, bu süreçte orada yaşayan Müslüman kardeşlerimizin insani ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılabilecek yardımların mahiyetini konuşmak ve tartışmak üzere düzenlenen bu sempozyumun Yemen’in barış ve huzuruna katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Sempozyuma katılan değerli hocalarıma kıymetli görüşlerini bizlerle paylaşacağı için çok teşekkür ediyorum. Bir başka programı ile çakıştığı için bu değerli programa iştirak edemeyen Meclis Başkanımız Sayın Prof. Dr. Mustafa Şentop Bey’in de selam ve sevgilerini iletmek istiyorum” dedi.
“Yemenli Kardeşlerimiz 2015’ten Beri Sıkıntı İçinde”
Türk milletinin Yemen ile 16. yüzyıldan bu yana yüzyıllara uzanan, köklü, insani, kültürel ve beşerî bağlarının bulunduğunu vurgulayan Bilgiç, “Yemen’de bugün yaşanan insanlık dramı bizleri gerçekten derinden üzüyor. Kadim medeniyet, güzel ülke Yemen’in kardeş halkı maalesef 2015 yılından bu yana sürekli çatışma ortamı, açlık, salgın hastalıklar ve sağlık gibi temel hizmetlerin eksikliği sebebiyle sefalet ve sıkıntı çekmektedir. Çok taraflı çatışmalar sebebiyle meydana gelen yıkımdan en fazla zararı Yemenliler görmüştür. BM Genel Sekreterinin Yemen Özel Temsilcisi öncülüğünde yürütülen siyasi barış çabalarından maalesef bugüne kadar somut bir sonuç alınamamıştır. Saldırıların ve çatışmaların devam etmesi, savaşın başlamasından bu yana halihazırda yerlerinden edilmiş olan Yemenliler için yeni zorluklar, ilave sıkıntılar doğurmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Uluslararası Hukukun ve Meşruiyetin Yanındadır”
30 milyon nüfuslu Yemen’de şu ana kadar 100 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiğini, 3 milyona yakın kişinin de yerlerini terk etmek zorunda kaldığını kaydeden Bilgiç, Türkiye’nin bu krizde uluslararası hukuk ve meşruiyetin yanında durarak Yemen meşru hükümetine destek verdiğini vurgulayarak, “Türkiye olarak Yemen’de askeri çözümlerle bir yere varılamayacağını ve nihai çözümün kapsayıcı bir siyasi diyalog çerçevesinde, Yemen halkının çıkarlarını koruyacak şekilde mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu çerçevede Yemen’in siyasi birliği ve toprak bütünlüğü temelinde ihtilafların barış ve diyalog yoluyla anayasal meşruiyete saygı temelinde çözümünü savunuyor ve BM tarafından sürdürülen siyasi çözüm çabalarını da destekliyoruz” dedi.
“Yemenli Kardeşlerimizin Yaralarının Sarılması İçin Çabalıyoruz”
Yemen’i kardeş kavgası neticesinde içine düştüğü durumdan ancak kardeşlik ve dayanışma ruhunun yeniden güçlendirilmesi suretiyle çıkabileceğine inandıklarını kaydeden Bilgiç, “İslam dünyası olarak bu konuda Yemenli kardeşlerimize her türlü desteği vermemiz gerektiğine inanıyor ve siyasi çözüm çabalarını yakından takip etmeye de devam ediyoruz” şeklinde konuşarak, Türk halkının, krizin en başından itibaren Yemenli kardeşlerine el uzatma gayreti içinde olduğunu ve Yemen halkının yaralarının sarılması için çaba gösterdiğini vurguladı.
“Yemen Nüfusunun Yüzde 75’i İnsani Yardıma Muhtaç”
İfadelerine Kızılay’ın verilerini aktararak devam eden Bilgiç şöyle konuştu: “Kızılay’ın verilerine göre Yemen’de maalesef toplam nüfusun yüzde 75’i insani yardıma muhtaç durumdadır. Bunun 12 milyonu acil yardım ve müdahaleye ihtiyaç duyuyor, yaklaşık 2,9 milyon çocuk, hamile veya emziren kadın yetersiz beslenmeyle karşı karşıya. 5 yaş altı 400 bin çocuğun durumu ise ölüm kalım safhasındadır. 17 milyon insan gıda güvenliği konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. Ve bu sayının 8,4 milyonu da gıda güvenliği ve temininde ciddi sorunlar yaşamaktadır. Yemen’e yardımlar zaruri bir hale gelmiş olup Türkiye olarak Yemen halkının en büyük destekçilerinden biri olmaya da devam ediyoruz. Gıda, güvenlik, sağlık, temizlik, barınak, eğitim gibi mümkün olan her alanda Yemen halkının acısını hafifletmek için gerekli desteği sağlamaya çalışıyoruz. Kurumlarımızla Yemen halkına yardım etmek için uğraşıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz sempozyumda ortaya konulan tespitlere ve sağduyu çağrılarına ilgili ülkeler tarafından kulak verilmesi en büyük temennimiz. Sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Sempozyum İkinci Gün Oturumlarıyla Sona Erdi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un himayelerinde; İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu Yemen “Siyasi Dinamikler ve İnsani Yardım” başlıklı program, ilk gün yapılan açılış oturumu, “Osmanlı’nın Son Döneminde Tarihsel Dinamikler” konulu birinci oturum ve “Osmanlı’nın Son Döneminde Yemen Toplumsal Yapı ve Hukuk” konulu ikinci oturumun ardından 5 Haziran’daki ikinci gün oturumlarıyla devam etti.
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. İdris Bostan’ın başkanı olduğu “Modern Dönemde Yemen” başlıklı üçüncü oturumda, Yemen San’a Üniversitesi’nden Prof. Dr. Najat Sayem Khalil “Yemen Popüler Kültüründeki Türk İmajı”, İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hilmi Özev “İran- Suudi Arabistan Rekabetinin Yemen Krizindeki Etkisi” ve Marmara Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Serhan Afacan “İran’ın Yemen Politikası” konulu konuşmalarını gerçekleştirdi.
Programın, Sakarya Üniversitesi’nden Doç. Dr. İsmail Numan Telci’nin başkanı olduğu “Yemen’de Siyasi Kriz- Bölgesel Denklemler- İnsani Yardım” başlıklı dördüncü oturumunda, “Yeni Şekillenen Bölgesel Güç Denkleminde Yemen Krizi” başlığıyla Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muhittin Ataman, “Yemen Krizi ve Siyasal Aktörler” konusuyla Marmara Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi M. Hüseyin Mercan, “Yemen Krizinde Türkiye’nin Yapıcı Yaklaşımı” başlığıyla Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ramazan Erdağ ve “Ekonomik Büyümeye Etkileri Bakımından Kalkınma Yardımları ve İnsanı Yardım” konusuyla İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Emre Ünsal açıklamalarda bulundu.
Uluslararası Ortak Tarih ve Kültür Sempozyumu Yemen “Siyasi Dinamikler ve İnsani Yardım” başlıklı programın “Yemen’de Kriz, İnsani Yardım Türkiye Bağlamı” konulu beşinci ve son oturumunun başkanlığını Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Korkut yaptı. Oturumda, TİKA Ortadoğu ve Afrika Daire Başkanı Bülent Korkmaz “TİKA ve Yemen’deki Faaliyetleri”, AFAD Uluslararası İnsani Yardımlar Çalışma Grubu Başkanı Burhan Aslan “AFAD Tarafından Yemen’e Yapılan Yardımlar ve Saha Deneyimleri”, Kızılay Uluslararası Programlar ve Operasyonlar Direktörü Alper Uluca “Geçmişten Günümüze Yemen; Kızılay’ın Bölgeye Yönelik Faaliyetleri” ile Türkiye Maarif Vakfı Bölge Daire Başkanı Ramazan Turgut “Kriz Bölgelerinde Eğitim ve Maarif Vakfı’nın Rolü” konulu konuşmalarını gerçekleştirdi.
Öne Çıkan Haberler
Kitaplar, Kütüphaneler ve Hazine-i Evrakın Peşinde Bir Ömür; İbnülemin Mahmud Kemal İnal Sergisi Açıldı
İstanbul Üniversitesi’nde 1. Uzay Ekonomisi, Uzay Hukuku ve Uzay Bilimleri Sempozyumu Düzenlendi
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Deniz Salyası Araştırmalarına Devam Ediyor
“Fatih Dönemi’nde İstanbul’un İmarı ve Mimarlık Ortamı” Sempozyumu Gerçekleşti
Üniversitemizin Araştırma Gemisi 'Yunus-S', Deniz Altı Dağları İçin Akdeniz'de
“Hiçbir Engel Ne Üretime Ne de Sosyal Hayat İçerisinde Yer Almaya Engel Değildir”