Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına İthaf Edilen Arkeoloji Kazı ve Araştırmalar

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılına ithaf edilen Arkeoloji Kazı ve Araştırmalar Toplantısı 30 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kurul Odası’nda gerçekleşti. Bu sene yirmincisi gerçekleşen programın açılış konuşmalarını Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Coşkun, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut AK, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi ve Prof. Dr. Nuriye Gülsün Umurtak üstlendi. Müzik dinletisi eşliğinde başlayan program açılış konuşmalarıyla devam etti.

Kesintisiz Yirmi Yıl

Açılış konuşmasına pandemi sonrasında yeniden yüz yüze burada bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Prof. Dr. Nuriye Gülsün Umurtak, yirmi yıldır kesintisiz bir şekilde bu programı gerçekleştirmenin gururunu taşıdığını ekledi. Yirmi sene önce bu program yapılmaya başlandığında henüz dünyaya yeni gelmiş bebeklerin, bugün öğrencileri olacak yaşta olduklarını ifade ederek geçen uzun yılları vurguladı. Bu yıl programın Türkiye’nin 100. Yılına ithaf edildiğini ifade ederek bu durumdan oldukça gururlu olduğunu ekledi. Konuşmasını günün anlam ve önemine ithafen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır” sözleriyle noktaladı.

Yüz Yıl Önce Bu Zamanlar

Yahya Coşkun günün anlam ve önemi kapsamında konuşmasına yüz yıl önce bu zamanlardan bahsederek başladı. Ankara’da kurulan ilk Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin Maarif nezaretinde Resim Atalay Bey’in ilk hats müdürü olarak göre yaptığından söz eden Coşkun, milli abideleri koruma ve milli kazıları yapma üzerini gerçekleştirilen ilk çalışmaların bu dönemde başladığını dile getirdi. Lozan Antlaşması’nın henüz imzalanmadığı dönemde hala İstanbul sınırları içeresinde kaçak kazıların sürdürüldüğünü dile getiren Coşkun, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra bu kaçak kazılarla, götürülen eserlerle mücadelenin bir süre daha devam ettiğini ekledi.

Bürokrasiyle Bilim Bir Arada

Bugün günümüze bakanlıklar arasında kamu ve akademi iş birliğinin en fazla gerçekleştiği bakanlığın Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğunu vurgulayan Yahya Coşkun, bakanlık içinde en fazla iş birliğinin ise Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü tarafınca gerçekleştirildiğinin altını çizdi. Bürokrasiyle bilimi bir arada götürülmesinin amaçlandığını ve bu süreçte İstanbul Üniversitesi ile derin bir geçmişe sahip olunduğunu ifade etti. Hala bitmemiş kazıların İstanbul Üniversitesi ile yürütüldüğünü ve buradaki hocalarla sürekli olarak iletişimde olunduğunu dile getirerek konuşmasını sonlandırdı.

Arkeolojinin Kalbi İstanbul

Konuşmasına dünyanın arkeolojik olarak kalbine denk gelen coğrafi bir noktada yaşadığımızı ifade ederek başlayan Prof. Dr. Hayati Develi, bu kalbin tam ortasının İstanbul şehri olduğunu ekledi. Türkiye’deki birçok arkeoloji bölümünün temelinin İstanbul Üniversitesi’nden geldiğini ve bu değerin gerek öğretmenler gerekse öğrenciler tarafından korunmaya devam ettiğini dile getirerek gelecek yıllarda çok daha güzel işlere imza atacaklarını belirtti. Ardından kendi fakülteleri adına özeleştiri yaparak yeterli sayıda dergileri olmadığını dile getiren Prof. Dr. Develi, Türkiye’nin yüzüncü yılına ithafen bu alanda da kendilerini geliştirmelerinin oldukça güzel olacağını ekleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Heyecanımız Yüksek

Herkesi bu güzel günün heyecanıyla selamlayarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Mahmut Ak, Edebiyat Fakültesi’nin Türkiye’de tarih, kültür ve sanata saygının sembol haline gelmiş olan fakültesi olduğunu ifade etti. Bugünün arkeoloji bölümü üyelerinin bir an önce kazı çalışmalarına başlamak için yüreklerinin attığı aynı simgelediğini ifade eden Prof. Dr. Ak, bu heyecanı paylaşmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi. Edebiyat Fakültesi ve arkeoloji bölümünün tesadüfen kurulmadığından, üstünde bulunduğumuz toprakların önemli topraklar olduğundan söz ederek arkeoloji bölümünün temel amacının bu değerleri korumak ve bu değerleri tanıtmak olduğunu ekledi.

İstanbul Üniversitesi Yayınevi

Arkeoloji Bölümü bünyesinde gerçekleştirilen tespitlerin yayılmasının önemini vurgulayarak bu süreçte bilimsel yayınların arttırılması gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Üniversitesi’nin yayıneviyle öncü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Üniversitesi’nin Türkiye’de uluslararası yayını olan tek üniversite olduğunu ekledi. Şu anda 64 derginin aktif olarak yayında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ak, bu dergilerin oldukça seçici dergiler olduğunu ve gönderilen yazıların yalnızca %35’inin basıldığını dile getirdi.

Haber: Melis Özyurt
Fotoğraf: Başar Uzun, Mete Aldıraklı
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü


Öne Çıkan Haberler

Edebiyat Fakültesi Psikoloji Laboratuvarı Müzesi Açıldı

İlahiyat Fakültesi’nden Akreditasyon Başarısı

İÜ Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğrenci ve Mezunların Yanında

İlahiyat Fakültesi Akredite Edildi

Türk Devletler Coğrafya Keneşi Doç. Dr. Kaan Kapan Tarafından Kuruldu

fuatsezgin islam bilim sempozyum

3. Uluslararası Fuat Sezgin İslam Bilim Sempozyumu Düzenlendi