TEİD Etik ve Ekonomik Etkiler 2022 Araştırması’nın Sonuçları Açıklandı
İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Merkezi ile Etik ve İtibar Derneği (TEİD) işbirliğiyle ARGE projesi olarak değerlendirilen “Etik ve Ekonomik Etkiler 2022 Araştırması” etkinliği İÜ Rektörlük Binası’ndaki Mavi Salon’da yapıldı. Araştırma sonuçlarının paylaşıldığı etkinlikte İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, TEİD Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Ertekin ve TEİD 6. Dönem Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Vural yer aldı.
İş etiği politikalarına rehberlik etmek, kurumun etik değerlerinin organizasyonun tüm idari ve ticari fonksiyonları tarafından benimsenmesine destek vermek amacıyla faaliyetlerini sürdüren TEİD, İstanbul Üniversitesi işbirliği ile araştırma projesine imza attı. Bu amaçla 26 ilde 18 yaş ve üzeri 1142 kişiyle yüz yüze görüşmeler yapıldı. Projede kullanılan model, tasarım ve ölçekler ile çalışmanın etik açıdan uygunluğu ise İstanbul Üniversitesi Beşerî Bilimler Etik Kurulu tarafından onaylandı. Araştırmada, etik anlayışın kurum ve birey nezdindeki algısı ve önemi, ekonomi ile etik anlayış arasındaki karşılıklı etkinin varlığı ve yolsuzluğun ekonomik büyümeye ve özel sektöre etkisinin saptanması amaçlandı.
“Etik Karar Alma Mekanizması Yaşayan ve Sürekli Gelişen Bir Kavram”
TEİD Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Ertekin, derneğin tarihçesine ilişkin açıklamalarda bulundu. TEİD’in, 2010 yılında Türkiye’nin ileri gelen şirketleri tarafından iş etiğinin şirketlerin temel taşı haline gelmesini sağlama hedefiyle kurulduğundan söz etti. Ertekin, “Bu çalışmada ekonomik ve etik konusunda ülkemizin ayrıntılı bir fotoğrafını çekmeyi amaçladık. Dünya Ekonomik Forumu’na göre yolsuzluk ve etik dışı davranışlar dünya genelinde iş yapma faaliyetini %10 artırıyor. Bu kadar yüksek bir kaybın önlenmesi için toplumun tüm kesimlerinin eşgüdümlü ve kararlı bir şekilde çalışması gerekiyor. Etik karar alma mekanizması, yaşayan ve sürekli gelişen bir kavram. İçselleştirilmesi ve iş yapma biçiminin olağan hali olarak toplumun vazgeçilmez bir özelliği haline gelmesin temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Araştırmamızın söz konusu hedefe ulaşmak konusunda ender ve çok faydalı bir çalışma olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
“Girişimciliği Ön Plana Çıkaracak Birimleri Geliştiriyoruz”
Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Üniversitesi’nin Türkiye’deki üniversiteler arasında patent, faydalı model ve tasarım üretme alanında ilk sıralarda yer aldığına değindi. Yetkin akademik kadrosu ve dinamik ekibiyle İstanbul Üniversitesi’nin özgün bir yapıya sahip olduğunu belirterek “Girişimciliği ön plana çıkaracak birimleri geliştiriyoruz. İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Merkezi var gücüyle çalışan bir yapı. Toplum adına yenilikler oluşturmak, son kullanıcıya ulaşabilecek olan girişimcilik adı altında yeni bir fikir, faydalı değer oluşturmak bizim görevimiz. Bu görevi yerine getirirken de bize rehberlik edecek, yol gösterecek, yol açacak paydaşlarımızla birlikte olmayı çok önemsiyoruz. TEİD ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği de bunun en iyi göstergesi. Böylesine bir çalışmanın ev sahipliğini yapmaktan dolayı çok gurur duyuyoruz. Bu projede yaptığımız işbirliğinin daha da çeşitlenmesi ve başka projelerde de bir arada olmak en büyük beklentilerimiz arasında. Bize bu yolu açan TEİD’e ve tüm hocalarımıza teşekkür ediyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“Etik Dışı Davranışa Maruz Kalma Oranı En Çok Lisans ve Üstü Eğitim Düzeyinde”
Araştırmanın yürütücülüğünü üstlenen Prof. Dr. Ali Murat Vural, 26 ilde 18 yaş ve üzeri 1142 kişiyle yüz yüze görüşme yapıldığını belirtti. Etik dışı davranışa maruz kalmanın en fazla üniversite eğitimine sahip kişilerde olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Vural, “Etik dışı davranışa birebir maruz kalma oranının en fazla üniversite ve üzeri eğitim düzeyinde gerçekleştiği görülüyor. Ortaokul düzeyinde eğitime sahip katılımcıların %51,7’si etik dışı davranışı hiç yaşamadığını veya şahit olmadığını ifade ederken eğitim düzeyinin artması ile bu durum ters yönde hareket ediyor. Ayrıca, erkeklerin etik dışa davranışa birebir şahit olma oranının kadınlara göre daha fazla olduğu görülüyor” dedi. Büyük ölçekli işyerlerinde her iki kişiden biri etik dışı davranışa şahit olurken, küçük ve orta ölçekli işyerlerinde etik dışı davranışa şahit olma %34 düzeyinde olduğu paylaşıldı. Prof. Dr. Vural, etik dışı davranışı birebir yaşayan katılımcıların en çok olduğu iş yerlerini orta üstü işletmelerin oluşturduğunu söyledi.
“Etik Problemlerin En Temel Sebebi Paranın Tek Hedef Olarak Görülmesi”
Araştırmada, kurum içinde ‘hesap verebilirlik ve hukuka bağlılık’ ön plana çıkarken, birey nezdinde ‘karşısındakine saygı duymak’ daha çok önemsenen etik davranış olarak ortaya çıktığı tespit edildi. Etik problemlerin en temel nedeni olarak paranın tek hedef olarak görülmesi sonucuna da ulaşıldı. Eğitim sisteminde gençlerin öğretim odaklı yetiştirilmeleri ve bu sebeple eğitim kapsamındaki ekonomi, finansal okuryazarlık, etik gibi toplumsal yaşamın önemli konularında yetersiz kalındığını vurgulayan Prof. Dr. Vural, “Yalnızca öğretim odaklı uygulamaların, toplumsal yapıya anlamlı katkı sağlamadığı görülmektedir. Geleneksel ve sosyal medya kanalları, teknolojinin en gelişmiş, en ileri ve sürekli olarak güncellenen bir yansıması olduğu için içeriklerinde de benzeri bir hızlı dönüşüm, tüketim ve üretim süreçleri yaşanmaktadır. Bu da çoğu zaman etik değerlerin görmezden gelinmesine neden olmaktadır. Özellikle bireysellik ve özgürlük vurgusuyla kurulan sosyal medya platformları, kullanıcılarını etik davranışlardan uzaklaştırabilmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Etik ve Ekonomik Etkiler 2022 Araştırması etkinliği, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Öne Çıkan Haberler
Avrupa Diller Günü Etkinliği Düzenlendi
İstanbul Üniversitesi Açılış Şenliği Sona Erdi
Yüksek Öğretimde Kalite Konferansı Gerçekleştirildi
Denizel Biyolojik Çeşitliliğin Tespiti Projesi’nde Sonbahar Çalışmaları Devam Ediyor
Prof. Dr. Doğan Kuban’ı Anma Programı Düzenlendi
2. Uluslararası Dil Kongresi Gerçekleştirildi