KOBİ'lere Yönelik TÜBİTAK Destek Çağrıları Konulu Toplantı Gerçekleştirildi

Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği’nin (KÜSİ) düzenlediği ve TUBİTAK-TEYDEB ile gerçekleştirilen toplantı Zoom platformu üzerinde 20 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirildi. Toplantıya TUBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve İstanbul Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ümit Ünal gibi önemli isimler katılım gösterdi. Toplantıda "Siparişe dayalı Ar-Ge projeleri için KOBİ destekleme çağrısı" konusunda TÜBİTAK TEYDEB Bilimsel Programlar Başuzmanı Oğuz Özbay ve "Patent tabanlı teknoloji transferi destekleme çağrısı" konusunda ise TÜBİTAK TEYDEB TEMEG Koordinatörü Dr. Alp Eren Yurtseven bilgi verdi. Toplantının moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Üç Boyutlu Tıbbi ve Endüstriyel Tasarım Laboratuvarı Direktörü Doç. Dr. Leyla Türker Şener gerçekleştirdi. 

Toplantının açılışını gerçekleştiren Doç. Dr. Türker Şener yerli ve milli üretim yapmanın uzun süredir bakanlığın gündeminde olduğunu vurguladı. Bu rekabet ortamında sürdürülebilirliği sağlamak için işbirliğine ihtiyaç olduğunu belirterek üniversiteler ve sanayi odalarının önemine değindi. 

“Ülkemiz Adına Uluslararası Bir Görev Yapıyoruz”


İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, TÜBİTAK yetkililerine teşekkür ederek konuşmasına başladı ve şunları söyledi: “Üniversitemiz Türkiye’de bilim ve araştırmanın odağıdır. Hem akademik kadrosunun zenginliği hem de akademik kadrosunun dinamik iş üretme geleneğine sahip olmasının yanı sıra bu kadroların çalıştığı programların çokluğu, bilim ve teknolojiye yatkınlığı çok önemlidir. En önemli dayanaklarımızdan birisi lisansüstü eğitimdir. 15 bin lisansüstü eğitim öğrencimiz mevcuttur. Bu öğrencilerden 6 bin kişi doktora öğrencisidir. Üniversitemizde 47 ülkeden yaklaşık 7 bin 800 uluslararası öğrenci vardır ve bunlardan 500’ü doktora öğrencisidir. Hem bilgi üretiminde hem bilgi paylaşımında ülkemiz adına uluslararası bir görev yapıyoruz. Etkin yayın anlamında Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ve Türk Patent Kurumu en önemli paydaşlarımızdır. İstanbul Üniversitesi açık ara en fazla patente, faydalı model ve tasarımlara sahip üniversitedir. Özellikle Türk Patent Kurumu ve TÜBİTAK ile olan ilişkilere çok önem veriyoruz ve sonuçlarını alıyoruz. Üniversitelerde üretilen bilginin, bilgiye ihtiyaç duyan kitleye açık hale getirilmesi için yapılan katkılara teşekkür ederim.”

“İşbirliği Noktamız Birlikte Geliştirmedir”


TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal gelen taleplerin önemini vurgulayarak sözlerine başladı ve şunları söyledi: “Bizim talep oluşturmamız yerine talebin sizler tarafından oluşturulması ve bizim icabet etmemiz daha önemli. Oluşan her talebe katkı vermeye çalışıyoruz. Sürece yaklaşım noktamız esasen birlikte geliştirmedir. Eşleştirme ve işbirliğini, birlikte geliştirmeye doğru dönüştürmek istiyoruz. İşbirliği iyi bir başlangıç. Birlikte geliştirmeye dönüşüm ise daha zor ve yeni bir iş modelidir. Bunu ortaya koymaya çalışıyoruz. Üniversitenin görevi bilgi üretmek ve bunu sanayiye aktarmaktı. Ancak şuan konuştuğumuz üniversitenin rolü bilgiyi sanayiye aktarmakla bitmiyor. O bilgi kullanılabilir bilgiye dönüşüyor ve kıymetleniyor. İstanbul Üniversitesi’nin patent, fikri mülkiyet havuzunun olması çok kıymetlidir ve kullanıma dönmedikçe yeterli değildir. Üniversite ile sanayi arasındaki ilişki tek yönlü ve doğrusal değildir. Ayrıca süreci sadece teknoloji ve yenilik boyutu ile sınırlandırmamalıyız. Boyut tek disiplin ötesinde gerektiğinde sosyal ve beşeri bilimleri içine alacak şekilde olmalıdır. Sorunları çok disiplinli ve sosyal beşeri bilimleri içerisine alacak şekilde çözmeliyiz. İşbirliği noktamız da birlikte geliştirmedir. Ortak altyapı ortak insan kaynağı kullanımı önemlidir. Birlikte geliştirme işbirliğinden farklıdır. Her işbirliği başarı getirmeyebilir. Ama birlikte geliştirmede sonuç olmadıkça görev bitmez. Tüm dünya bunun için çalışıyor. Biz de bölgesel ve küresel lider olma yolunda dünyada takip edilen olmalıyız. Destek mekanizmamızı çıktı oluşturmak, anahtar kavramlarımızı ise nitelikli bilgi üretimi ve nitelikli insan kaynağı gelişimi olarak belirledik. Tüm bunlar için birlikte geliştirme iş modeline ihtiyaç vardır.” 

Birlikte Başarma Yaklaşımının En Güncel Örnekleri

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal COVID-19’a karşı mücadele ortamında “birlikte iş yapma” ve “birlikte başarma” yaklaşımının yeni bir boyuta taşınarak kanıta dayalı çözüm bulma süreçlerine odaklanıldığını vurguladı. Ayrıca kamu kurumları, üniversiteler, araştırma merkezleri, özel sektör kuruluşları ve girişimciler, teknoloji transfer ofisleri, hastaneler, genç araştırmacılar ve toplum gibi COVID-19’a karşı etki oluşturmada sürecin içinde bulunan özneleri belirtti. Prof. Dr. Mandal, teknoloji transferi ve birlikte başarma yaklaşımının en güncel örneklerini açıkladı: “TÜBİTAK tarafından desteklenen ve ekosistemin seferberliği ile seri üretime geçen ilk yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazı COVID-19 ile mücadele yönünde etki oluşturmada yerini almıştır. COVID-19 tedavi protokollerinde uygulanan ilaç üniversite-sanayi işbirliğinin üstün başarısı ile yerli ve milli olarak sentezlendi ve etken maddeyi içeren ilaç ruhsatlandı.”

İstanbul Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Ümit Ünal ise bakanlık ve il müdürlüğü adına teşekkürlerini sundu: “21. yüzyılda tüm değerlerin yıkıldığı yeni bir döneme giriyoruz. Artık ürünün üretilmesi yeterli değildir. Dünya rekabetinde bilgiye dayalı ve katma değeri yüksek üretim gereklidir. Sanayideki üretim teknoloji kapasite oranını yüzde 51’e getirmemiz bir zorunluluktur. Eğer bunu başaramazsak edilgen bir yapıya geçeriz. Patent üretimi getirir” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri İçin KOBİ Destekleme Çağrısı

TÜBİTAK TEYDEB Bilimsel Programlar Başuzmanı Oğuz Özbay siparişe dayalı Ar-Ge projeleri için KOBİ destekleme çağrısı konusunda bilgi verdi: “Türkiye kendi gereksinimleri doğrultusunda politikalar oluşturmakta ve çeşitli araçlar kullanmaktadır. Müşteri kuruluş ve tedarikçi-KOBİ ortaklık yolu ile bir proje önerisi sunuyorlar ve TÜBİTAK bu projeyi destekliyor. Bu sürecin sonunda ise ticarileşmiş yeni bir ürün ortaya çıkıyor. Müşterinin yeni bir ürün ihtiyacı sonucunda KOBİ Ar-Ge ile ürünü geliştirir. KOBİ’lerin Ar-Ge çalışmalarını ticarileşme olasılığı daha yüksek konulara yönlendirmek, KOBİ’leri Ar-Ge çalışmalarına özendirmek, sanayi kuruluşları arası işbirliklerini pekiştirmek, proje yönetiminde görece daha deneyimli olan kuruluşların bu deneyimini KOBİ’lere aktarmaları, eş finansman ortamı sağlayarak sanayi kuruluşlarını, Ar-Ge faaliyetlerinin desteklemeye özendirmek, büyük ölçekli kuruluşlardan ikincil firmalar doğmasını özendirmek ve büyük ölçekli firmaların kurumsal ataletleri nedeniyle zorlandıkları projeleri hızlı sonuçlandırabilecek KOBİ’lere yönlendirmek gibi amaçlar bu çağrı için önemlidir. Çağrının mevcut desteklerden tedarikçi kuruluşa %80 destek, proje sonrası ticarileşmenin izlenmesi, tedarikçi ve müşterinin işbirliği zorunluluğu gibi farkları bulunmaktadır. İşbirliğinin yapısı, müşteri kuruluş ve tedarikçi kuruluşun ortak bir proje sunması, müşteri ve tedarikçi kuruluşun işbirliği sözleşmesi imzalaması, projenin ekinde teknik ve ekonomik plan sunulması şeklinde özetlenebilir. Önemli olan işbirliği sözleşmesi ve ekonomik plandır. Tutarın %40’ı TÜBİTAK, %40’ı müşteri kuruluş, %20’si ise tedarikçi kuruluş tarafından karşılanır. Bu noktada TÜBİTAK’ın yüzdesi sabitken diğer yüzdelerde değişim olabilir. İÜ’nün Ar-Ge’ler ile destek vereceği bir bilgi ve insan kaynağı vardır” dedi. 

Patent Tabanlı Teknoloji Transferi Destekleme Çağrısı

TÜBİTAK TEYDEB TEMEG Koordinatörü Dr. Alp Eren Yurtseven patent tabanlı teknoloji transferi destekleme çağrısı konusunda bilgi verdi: “Yeni destek modeli bilgi arzını destekleyen mevcut programları tamamlayıcı olarak patent lisanslamayı kolaylaştıracak ve talep tarafını destekleyecek bir modeldir. Bu modelde teknoloji sağlayıcı, müşteri ve arayüz gibi kavramları kullanıyoruz. Tek seferlik bir işlem beklemiyoruz. Taraflar arasında devamı gelecek bir işbirliği bekliyoruz. Müşteri kuruluşun teknoloji sağlayıcıdan aldığı patent lisanslama giderleri ve bu lisanslama ile ilgili danışmanlık ve eğitim hizmetlerine destek sağlanır. Çağrı bütçesi 30 milyon TL ve destek süresi 60 aydır. Proje bütçesi üst sınırı 2 milyon TL, müşteri kuruluş başına destek sınırı 2 milyon TL’dir. Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri müşteri olabilir. Sektör, KOBİ/büyük firma kısıtlaması yoktur. Ayrıca yurtdışında yerleşik kuruluşlar müşteri kuruluş olamaz. Yükseköğrenim kurumları, araştırma altyapıları, kamu merkez ve enstitüleri, teknoloji geliştirme bölgesi firmaları, teknoloji transfer ofisleri teknoloji sağlayıcı kuruluş olabilirler. Buluş konusu ile ilgili bir kısıtlama olmamakla birlikte ulusal patentler, uluslararası patentler (EPO, USPTO, JPO, CNIA, KIPO) için başvuru yapılabilir. Vergi teşvikleri, KOSGEB destekleri, TÜBİTAK destekleri gibi birçok diğer destekler de bulunmaktadır” dedi ve süreci anlatan örnekler ile konuşmasını sonlandırdı. 

“Sanayiye Temas Eden Fikirlerin de Peşinden Koşuyoruz.”

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak toplantının kapanış konuşmasını gerçekleştirdi: “İşbirliğinin önemi tekrar ortaya çıktı. Böyle bir yapı ve teşkilattan dolayı devletimizle gurur duyuyorum. Planlananlar ve uzmanlarımızın sundukları hayal değil, bütçeleri ve planları belli duyurulardır. Bunlar hocalarımız için bir heyecan olacak. Bize düşen tüm hocalarımıza hatta doktora öğrencilerimize ulaşmasını sağlamaktır. Konu bireyleri desteklemek değil, çıktıya dayalı birlikte çalışma kültürünü aktif kılabilmektir. Elimizdeki patentlerle yetinmeyip daha fazla ileri götüreceğiz. Ayrıca COVID Platformuna üyeyiz. Geçen hafta bu bağlamda 2 güzel yayın ortaya çıktı. Üniversitemizde şu anda 10 bin hasta evden takip ediliyor. Evden izleme polikliniği kurduk. Klinik ve izleme dönemindeki gelişmeler bilimsel yayınlara dönüşüyor. Önceki hafta 2 önemli uluslararası yayın gerçekleşti. Hem temel eğitim ve bilimle meşgul olurken sanayiye temas eden fikirlerin peşinden de koşuyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal ise toplantının sonunda katkılarının her zaman süreceğini bildirdi: “Geri bildirimler ile mümkün olan çağrılarda düzenlemeler yapıyoruz. Tasarım paydaş görüşlere esaslı geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediyor. Bugün ile sınırlı olmamak üzere katkılarınızı gelecek için de bekliyoruz. Bu 2 programımız sizlerden gelen görüşlerle sahadan gelen isteklerle oluşmuştur. Mevcut bu program ve ilerideki diğer programlarda sürece her zaman katkı vereceğiz” dedi.

Toplantının moderatörlüğünü gerçekleştiren Doç. Dr. Türker Şener, ortaya çıkan buluşlar için mutlaka patent başvurusu yapılmasına dikkat çekti ve “Ülkemizi geliştirmek amacındayız, globalde öne çıkabilmek için birlikte çalışmak çok önemli. Biz üniversiteler olarak kapılarımızı sanayicilere sonuna kadar açtık” diyerek sözlerine son verdi. Toplantı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. 

Haber: Melisa ÜNLÜ
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü


Öne Çıkan Haberler

sanal-fuar YÖK

YÖK Sanal Fuarı Başladı

15-temmuz sempozyum hukuk demokrasi

“Milletimizin En Büyük Karakteri, Özgürlüğü ve Bağımsızlığıdır”

Türk Rus konferans

Türk-Rus Toplumsal Forumu Eğitim ve Bilim Komitesi Online Konferansı Düzenlendi

dil eğitim

İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi Online/Canlı YDS/YÖKDİL Eğitimleri Başlıyor

Türk-dünyası doğu-akdeniz

“Sivil İnisiyatif Davalarının En Önemli Anahtarları Akıl, Bilim ve Metodolojidir”

İTF çapa mezuniyet

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mezunlarını Uğurladı