“Kadınların İş Hayatına Dahil Olması, Ülkemizin Kalkınması ve Daha İyi Bir Geleceğe Sahip Olması Açısından Oldukça Önemlidir”

İstanbul Üniversitesi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) işbirliğinde düzenlenen Kadın Buluştayı III “Türkiye’de Mentörlük Çalışmaları ve KAGİDER’in Rolü” konulu program 9 Mart’ta çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’ın yaptığı programda KAGİDER Başkanı Emine Erdem konuşmacı olarak yer aldı.

Kadın Buluştayı III “Türkiye’de Mentörlük Çalışmaları ve KAGİDER’in Rolü” programında açılış konuşmacısı olarak sözü alan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, girişimciliğin, yaratıcı fikirleri hayata geçirecek cesaretteki kişilerin eylemler bütünü olduğunu belirterek “Girişimcilik, kalkınma ve ekonomik büyümeye yaptığı olumlu katkılar sayesinde ülke ekonomisine doğrudan etki eden bir olgudur. Yeni iş alanları oluşturma, ekonomik büyüme ve istihdama olumlu katkı sağlama, pazarda yerli ürünlerin olmasını sağlama, ekonomide dışa bağımlılığın azalmasına katkı yapma ve rekabet ortamı yaratma gibi pek çok ekonomik faydası olan girişimcilik, ülke ekonomilerinin gelişmesinde vazgeçilmez unsurlardan biridir. Girişimciliğin olmazsa olmazı ise mentörlüktür. Mentörlük, cesur bir adım atarak fikirlerini hayata geçirmeye çalışan girişimcilerin, bu süreçte karşılaşacakları zorluklara destek ve yol arkadaşı olunması açısından bir hayli önemlidir. Bir fikrin hayata geçirilmesinin bütün yükünü omuzlayan girişimciler için mentörlük, girişimcilerin pusulasıdır” ifadelerini kullandı.


“Üniversitemiz Türkiye’nin Değerli Sivil Toplum Kuruluşlarından Olan KAGİDER ile Uzun Soluklu Bir İşbirliğinin Başlangıcındadır”

Kadınların eğitim ve iş hayatına dâhil olmasının ülkemizin kalkınması ve daha iyi bir geleceğe sahip olması açısından oldukça önemli olduğunun altını çizerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Ak, “Kadınların iş hayatındaki rollerinin önemi yadsınamaz ve bunun ilk şartı kadınların fırsat eşitliğine sahip olmasıdır. Bu nedenle kadın girişimcilerin desteklenmesi ve onlara mentörlük sağlanması, ülkemizdeki kadın girişimcilerin fikirlerini hayata geçirmesine, güçlenmesine ve bu sayede de ülkemizin kalkınmasına destek sağlamaktadır. Bütün bunların farkındalığıyla, İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi’ni hayata geçiren ilk kurum olmuştur. Topluma liderlik etmenin önemini kavramış bir kurum olan İstanbul Üniversitesi, toplumsal cinsiyet eşitliği doğrultusunda davranışını sürdürmeye ve diğer kurumlara örnek teşkil etmeye devam etmektedir” dedi.

İstanbul Üniversitesi ile KAGİDER işbirliğinden bahsederek açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Ak, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Üniversitemiz Türkiye’nin değerli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) ile uzun soluklu bir işbirliğinin başlangıcındadır. Bu protokolün temel düşüncesi, özellikle üniversitemizin birinci ve ikinci sınıfta eğitim gören kız öğrencilerin, daha yolun başındayken, kariyer planlaması, girişimcilik, rol model tanıması ve iş dünyasının tecrübe ve deneyimlerini yakından gözlemlemesi üzerinedir. Tüm bu süreçlerin hedefi, İstanbul Üniversitesine girebilen bu başarılı kız evlatlarımızın KAGİDER vizyonu ve deneyimleriyle geleceğin başarılı iş insanları arasında yer almalarını sağlamaktır.”

“Hedefimiz, Girişimcilik Yoluyla Kadının Güçlendirilmesi ve İstihdamın Artmasının Sağlanması”

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Ak’ın konuşmasını tamamlamasının ardından sözü Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Emine Erdem aldı. KAGİDER’i tanıtarak sözlerine başlayan Erdem, “KAGİDER, 18 yıldır kadın girişimciliğinin yaygınlaşması ve özellikle kadının ekonomide, sosyal hayatta ve politikada güçlenip toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. 2002’de 37 güçlü kadın girişimci tarafından kurulmuştur ve kâr amacı gütmemektedir. KAGİDER olarak, şu anda 46 farklı sektörde, hemen hemen 250 bin kişiyi istihdam eden, 400’e yakın üyesiyle bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde çok farklı programlarda temsil eden bir sivil toplum kuruluşuyuz. Hedefimiz, girişimcilik yoluyla kadının güçlendirilmesi ve istihdamın artmasının sağlanması. Bu bağlamda, kadın girişimcilerin gelişimi için eğitim, rehberlik ve mentörlük destekleri veriyoruz. Kadının ekonomik konumunun güçlenmesi ve kadın erkek fırsat eşitliğinin sağlanması için uzun yıllardır çalışıyoruz” dedi.

“Kadınları Ne Kadar Güçlendirirsek, Toplum da O Derecede Güçlenir”

Türkiye’nin kalkınma sürecinde olan ve güçlü dinamikleriyle güçlü potansiyele sahip bir ülke olduğunun altını çizerek açıklamalarını sürdüren Erdem, “Gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmak, çocuklarımızın daha müreffeh bir ülkede yaşamlarını sağlamak için hep birlikte çalışıyoruz. Sadece ekonomik alanda değil sağlıkta, eğitimde, siyasi temsilde yani toplumun gelişiminin her alanında uluslararası çağdaş standartları yakalamak için hepimiz çaba gösteriyoruz. Ancak ne yazık ki kadınları ekonomiye yeterince dahil edemediğimiz bir gerçek. Hem girişimcilik hem de profesyonel çalışma hayatında kadınların ekonomiye, iş dünyasına yeterince katılamadıklarını görüyoruz. İşte bu noktada özellikle vurgumuz, kadınların sorumluluğunu sadece ev işleri, çocuk ve yaşlı bakımı olarak gören kültürden kaynaklandığı yönünde” şeklinde konuştu.


Kadınların girişimcilik serüveninde finans kaynaklarından bilgiye ve pazara erişime kadar birçok sorunla karşı karşıya kaldığını söyleyen Erdem, açıklamalarına şöyle devam etti: “Erkek egemen kültürde kadınlar, kariyerlerinde ilerlemek ve yükselmek için erkek meslektaşlarından çok daha fazla çaba sarf ediyorlar, hatta bazen bırakmak zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla biz kadınları ne kadar güçlendirirsek, toplumun da o kadar güçleneceği vurgusunu yapıyoruz. Özellikle şunu belirtmek isterim ki kadın ve erkek fiili olarak iş yaşamında istihdamda eşit koşullarda yer aldığı sürece Türkiye %30 kalkınma potansiyeline sahip olacak. Türkiye bizim ülkemiz. Dolayısıyla hep birlikte eşitlikçi bir perspektifte, sürdürülebilir kalkınma mücadelesinde, nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların potansiyelinden ve enerjisinden yararlanmalıyız.”

“Biliyoruz ki Kadın İstihdamına Katılımının Önündeki Engeller Ne Kadar Aşılırsa, Kadın Girişimciler O Kadar Güçlenecek”

Açıklamalarında iş gücüne katılım oranlarında Türkiye’nin henüz %30 seviyelerinde olduğunu belirten Erdem, “Hatta iş gücüne katılamayan kadın nüfusu neredeyse 21,8 milyon. Yani, aşağı yukarı 17,4 milyon olan Hollanda nüfusundan daha çok ve 8,5 milyon olan İsviçre nüfusunun yaklaşık üç katı. Kadınların iş gücüne katılamaması ya da yöneticilik ve liderlik gibi pozisyonlara yükselememesinin önündeki engellerin kaldırılması, yani iş ve yaşam dengesinin sağlanması, toplumsal algının değiştirilmesi, rol model örneklerinin arttırılması ve böylece iç güven eksikliğinin güçlendirilip yok edilmesi şart. “Ben de yapabilirim!” demek de çok önemli. İşte o noktada kurumların kurum içi uygulamalarında mentörlük, sponsorluk ve koçluk gibi çalışanlarına dokundukları uygulamalar var. Biz de kadın sivil toplumu, özellikle de KAGİDER olarak eğitime erişim, istihdama erişim ve girişimcilikte fırsat eşitliği üzerine çalışıyoruz, mentörlük çalışmalarımız da bu boyutta. Biliyoruz ki ne kadar kadının istihdama katılımının önündeki engeller aşılırsa, rol model eksiklikleri de tamamlanacak, mentör eksiklikleri de bitecek, network ve eğitim sayesinde de kadın girişimciler daha da güçlenecek” dedi.

Haber: Elif Taşçı
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü



Öne Çıkan Haberler

Yeni Dönem Online/Canlı Yabancı Dil Kurslarımız Başlıyor!

iletişim

Türkiye'nin İhtiyacı; İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi

Sağlık Kahramanlarımızın Tıp Bayramı Kutlu Olsun

istiklalmarşı mehmetakif

İÜ Devlet Konservatuvarı Öğrencileri Mehmet Akif'in Anısına İstiklal Marşı'nı ve 3 Ayrı Eseri Seslendirdi

OMAR Müdürü Gönül Paçacı Tunçay, Mehmet Akif Ersoy'u ve İstiklal Marşı'nı Anlattı

8mart kadınlargünü

“Türkiye’deki Kadınlar İçlerindeki Gücü Hayatın Her Alanına Katılarak Göstermektedir”