“İstanbul Üniversitesi’nde Alman Geleneği”
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünün gerçekleştirdiği İstanbul Felsefe Seminerlerinden “İstanbul Üniversitesi’nde Alman Geleneği” semineri Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın katılımıyla, 21 Mart 2023 tarihinde İstanbul Üniversitesi Mavi Salon’da gerçekleştirildi.
Programın açılış konuşmalarını İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Çakmak üstlendi.
“Geçmişi Şimdide Geleceğe Açmadan Gelenekten Bahsedemezsiniz”
Yaşadığımız dünyada gelenek kalıp kalmadığı sorusuna “Geçmişi, şimdide geleceğe açamadıkça gelenekten bahsedemezsiniz” sözleriyle cevap veren Prof. Dr. Cengiz Çakmak, geçmişi şimdide kapatan bir zihniyetle büyüdüğünü ifade etti. İstanbul’un sessizce aramızdan ayrıldığını, İstanbul denilince sadece küçük camilerdeki avluların kaldığını ifade etti. İstanbul’un osmanlı şehri olma özelliklerini dört ayrı kategoriye ayıran Prof. Dr. Çakmak, İstanbul’un artık bu özelliklerden uzaklaştığını ifade ederek burada devreye giren felsefeye dikkat çekti.
“Yaşadığımız Dünya Neo-Liberalizmin Mağarasıdır”
Neo-Liberal kültürün her şeyi silip süpürdüğünü ve bu durumdan felsefenin de nasibini aldığını dile getiren Prof. Dr. Çakmak, Platon’un benzetmesinden alıntı yaparak “Yaşadığımız dünya neo-liberalizmin mağarasıdır” şeklinde ekledi. Böyle bir dünyada felsefe olmadan bilim olmayacağını ifade ettikten sonra üniversitelerde bu ayağın kaybolmasıyla beraber hekim yetiştirilemediğini ifade etti. Sokrates’in “Evet! Atinalı çocukların ahlakını bozmaya çalışıyorum” sözeriyle konuşmasını sonlandırdı.
İstanbul Üniversitesi olarak Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı ağırlamaktan büyük gurur duyduğunu ifade ederek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Mustafa Oral Öncül, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın geçmişten gelen bilgileri günümüzün bütün kültürel birikimiyle değerlendirerek bize aktarmasının hepimiz için büyük değer taşıdığını ekledi. Onun entellektüel bakış açısı altında geçmişten gelen bu bilgileri derleyerek bize sunmasını büyük bir heyecanla beklediğini dile getirerek konuşmasını sonlandırdı.
Açılış konuşmalarının ardından programın moderatörlüğünü üstelenen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Sevtap Kadıoğlu İstanbul Üniversitesi’nin tarihi hakkında kısa bir giriş yaparak sözü Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya bıraktı.
“Yüz Küsür Hukuk Fakültesi Açmakla İş Halledilmiyor”
Konuşmasına bulunduğumuz odanın kendisi için oldukça tarihi bir önem taşıdığını ifade ederek başlayan Prof. Dr. İlber Ortaylı, Doçentlik sınavını ve dersini bu salonda vererek resmen doçent olduğunu, bu salonunun taşıdığı tarihi anlamın ötesinde kendisi için özel bir yere sahip olduğunu belirtti. Bu kürsünün İstanbul Üniversitesi’nin Darülfünun geleneğinden beri temel yapısında yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, Darülfünun'un kurulduğu tarihten itibaren burada felsefe eğitiminin yapıldığını dile getirdi. Üniversite reformları bazı bölümler açısından olumlu etki bırakırken Prof. Dr. Ortaylı, Abdülhamit devrinin ıslahatının bilhassa hukuk alanında istenilen gelişmenin sağlanamadığının altını çizdi. Bu gelişmenin sağlanmamasının sebebi olarak İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi gibi kurumların içtihat ilmi olarak bu reformlarını destekleyemediğini belirtti. Günümüzdeki eğitim tartışmalarının temelinde de bu durumun yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Ortaylı; “Yüz küsür hukuk fakültesi açmakla iş halledilmiyor” dedi. Türkiye’nin tıp ve mühendislik eğitiminde başarılı olmasına karşın hukuk eğitimini veremediğini dile getiren Prof. Dr. Ortaylı, hukukçuların tarih bilmediğini ifade etti.
“Maziye Haksızlık Ettiğiniz Takdirde, Halinizi Anlayamazsınız”
Osmanlı toplumunun yüksek tahsilin getirdiği içtihat ilmi ve fikir dünyasına yabancı olduğuna dair yorumda bulunmanın Osmanlı toplumu için haksızlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ortaylı, “Maziye haksızlık ettiğiniz takdirde, halinizi anlayamazsınız” sözleriyle Türkiye toplumunu eleştirdi. Buranın her türlü ilmi öğreten bir yer olduğunu ve bu öğretim seviyesinde bir anlayış söz konusu olduğunu dile getirerek tıpkı Avrupa ve Orta Çağ İslam dünyasında olduğu gibi halk ile akademi arasındaki ilişkinin kısıtlı olduğunu ifade etti. Bu sebeple, iki farklı kişinin olayları yorumlamalarının farklı olduğunu söyledi.
“İstanbul Üniversitesi’nin Bazı Dallarının Hakikaten Reforma İhtiyacı Vardı”
1933'te İstanbul Üniversitesi'nin modernize edilmesi fikrinin ortaya atıldığını dile getiren Prof. Dr. Ortaylı, bu konudaki ihtilafa dikkat çekerek; tartışmaların mevcut eğitimin niteliği üzerinden dönmesine rağmen yapılan siyasi-sosyal eleştirilerin her ikisinin de hatalı olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Ortaylı; "İstanbul Üniversitesi'nin bazı dallarının hakikaten reforma ihtiyacı vardı" diyerek bazı dalların korunması gerektiğine bazılarının ise olduğu gibi kalmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın İstanbul Üniversitesi tarihi hakkında verdiği bilgiler ışığında gerçekleşen İstanbul Üniversitesi’nde Alman Geleneği semineri sonunda Prof. Dr. Ortaylı öğrencilerin sorularını yanıtlayarak oturumu sonlandırdı.
Haber: Melis Özyurt
Fotoğraf: Başar Uzun, Mete Aldıraklı
Kamera: Tolga Algül
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü
Öne Çıkan Haberler
İstanbul Üniversitesi ve Eyüpsultan Belediyesi Arasında Protokol İmzalandı
İstanbul Üniversitesi ile Halkbank Arasında Banka Promosyon Protokolü İmzalandı
İstanbul Üniversitesi’nden İki Proje NATO’dan Fonlanmaya Hak Kazandı
Baharın Müjdecisi 21 Mart Nevruz Bayramı Kutlu Olsun
İçeriği Açısından Ülkemizde Bir İlk Olan “Araştırma Yöneticiliği Çalıştayı” Üniversitemizde Gerçekleştirildi
Çocuk İstismarı ve İhmaline Yaklaşımda Multidisipliner Ekibin Güçlendirilmesi Sempozyumu Gerçekleştirildi