BAP Destekli Disiplinler Arası İlk Projemiz Patent Aldı!

İstanbul Üniversitesi’nin Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiş ilk “Disiplinlerarası Araştırma Projesi” ile hak sahipleri arasında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün adının da bulunduğu ilk incelemeli patent alındı.

Proje 3 disiplinden oluşuyor. Projenin birimleri arasında Kimya Mühendisliği, Dölerme ve Suni Tohumlama ve Farmasötik Teknoloji grupları yer alıyor.

Patent başvurusu yapıldıktan sonra çalışmalardan, 1 ulusal kongrede sözlü bildiri, 2 uluslararası kongrede poster bildiri ve 1 makale yayınlandı.

“Araştırma Üniversitesi Olma Yolunda Büyük Adımlar Atıyoruz”

Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet K. Pabuccuoğlu ve İÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Pabuccuoğlu, incelemeli patent belgesini 24 Mayıs 2016 tarihinde İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’a takdim ettiler.


İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak yaptığı açıklamada İstanbul Üniversitesi’nin araştırma üniversitesi olma yolunda büyük adımlar attığını ifade ederek, “Katma değer yaratan projeler üreterek bilimsel alanlarda ülkemizi başarı ile temsil eden üniversitemiz uluslararası rekabette önemli bir yapı taşı. Bu patent belgesi yaptığımız çalışmaların sonuçlarını topladığımızın en güzel kanıtıdır. Emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi tebrik ediyorum. Üniversitemizin bu gibi nice başarılı çalışmalara imza atacağına şüphem yok” dedi.

“Biyouyumlu Vajinal Tabletlerin Üretimi Sağlanacak”

Buluşun amacına ilişkin bilgiler de veren proje yürütücüsü Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saadet K. Pabuccuoğlu, “Amaç progesteron hormonunu, koyunlarda kızgınlık ve üreme faaliyetlerinin kontrol altına alınmasını “östrus senkronizasyonu” sağlamak amacıyla vajinal yolla kontrollü olarak uygulayabilmek için, modifiye nişasta esaslı mukozaya yapışabilen biyouyumlu vajinal tabletlerin üretimini sağlamaktır. Bu amaçla mevcut buluşta etkin madde taşıyıcı sistemi olarak biyouyumlu, toksik olmayan, mukozaya yapışabilen özelliklerdeki biyopolimer esaslı nişasta kullanılarak kopolimerler sentezlendi ve karakterize edildi. Bu ürünlerin ilk defa veteriner hekimliği alanında; koyunlarda vajinal yolla tablet şeklindeki ilaç taşıyıcı sistem formülasyonlarında kullanılabirliği incelendi” ifadelerini kullandı.

Ülkemizde yetişen mısır, buğday, patates, pirinç gibi gıda maddelerinde bol miktarda bulunan nişasta tiplerine, ilaç taşıyıcı vajinal tablet olarak kullanılabilmesi için istenilen bazı özellikleri kazandırmak amacıyla kimyasal reaksiyonlar uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Pabuccuoğlu, “bu ürünlerin ilk defa bu buluşta farklı tiyolleme reaktifleri kullanılarak tiyollendiğini belirtti. Sentezlenen bütün ürünler karakterize edildi ve sitotoksisite testleri yapıldı. Seçilen ürünler ile hormon içeren mukozaya yapışabilen tabletler hazırlandı. Bu tabletler ile in vitro testler yapıldı. Sentezlenen bu ürünler kullanılarak hazırlanan progesteron hormonu içeren tabletler koyunlara vajinal yolla uygulandı. Elde edilen in vivo hormon salım profilleri, piyasada koyun için kullanılan iki ticari ürün ile karşılaştırıldı” şeklinde konuştu.


“İlaç Salım Aparatları Sıklıkla Kullanılıyor”

Günümüzde hayvan yetiştiriciliğinde üreme faaliyetlerinin kontrol altına alınması ve özellikle çiftlik hayvanlarının “östrus senkronizasyonu” amacıyla vajinaya yerleştirilen doğal veya sentetik progesteron içeren kontrollü ilaç salım aparatlarının sıklıkla kullanıldığını belirten Prof. Dr. Pabuccuoğlu, “Bunlardan koyunlarda östrus senkronizasyonu için vajinaya yerleştirilerek yaygın olarak kullanılanı, bir sentetik progesteron olan 60 mg medroksiprogesteron asetat veya koyunlar için 30-40 mg, keçiler için 45 mg Fluorogestone acetate gibi progestagenler emdirilmiş, Senkron Sponge veya SyncroPart gibi çeşitli ticari isimlerle satılan süngerlerdir” dedi.

“Hayvan Yetiştiriciliğine Ekonomik Katkı Sağlanacak”

Vajinal süngerler vajina içine yerleştirildikten sonra, genellikle 14 gün vajina içinde tutulmaktadır. Bu süreçte nadir de olsa oluşabilecek irritasyona bağlı olarak komplikasyonlarla, süngerlerin düşmesi, himen halkasının çok belirgin ve kanalın dar olduğu durumlarda ise süngerlerin vajinaya uygulanmasında sıkıntıları ile karşılaşılabildiğini belirten Prof. Dr. Pabuccuoğlu, “Belirli bir süre sonra süngerin vajinadan çıkarılması işleminde de benzer şekilde güçlükler ve komplikasyonlar mevcuttur. Aynı amaçla kullanılan ve vajina içerisine uygulanabilen diğer bir aygıt ise, inekler için kullanılanlarda 1.38 veya 1.9 g, koyunlar için kullanılanlarda ise 300 mg progesteron içeren CIDR’dır. Bu aygıt kullanıldığında da sünger uygulamasına benzer şekilde vajina içerisine uygulama ve çıkarma işlemleri yapılmaktadır; dolayısıyla vajinal süngerin uygulanmasında çıkabilecek benzeri sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca bu işlemler esnasında bilhassa sürü uygulamalarında sarf edilen iş gücü de önemli ölçüdedir” diye belirtti. Bu durumda, vajina içerisine uygulanabilen sistemlerin dezavantajlarını ortadan kaldırabilecek, etkinliği yüksek olan ve uygulamada kolaylık sağlayan alternatif mukoadezif ve toksik olmayan ilaç taşıyıcı sistemlerinin geliştirilmesi gereksiniminin ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Pabuccuoğlu,“Geliştirdiğimiz 75 mg progesteron içeren mukozaya yapışabilen biyobozunur vajinal tablet formulasyonu, her hayvan için bir defa da vajina içerisine kolaylıkla tek tablet olarak uygulanmaktadır. Tabletin vajina sıvısı ile şişerek vajina duvarına yapışabilme özelliği bulunmaktadır. Bu şekilde progesteron salımı sağlanmakta, jel kısım ise vajina sıvısı ile dışarıya atılarak yok olmaktadır. Dolayısıyla kullanılmakta olan ticari sistemler gibi hayvana uygulanıp çıkarılması şeklinde bir iş gücüne de gerek olmadığından hayvan yetiştiriciliğinde ekonomik katkı da sağlayacaktır” dedi.

Buluşun veteriner hekimliğinde östrus senkronizasyonu amaçla vajina içerisine uygulanabilen sistemlerin başlıca dezavantajlarını ortadan kaldırabileceğini söyleyen Prof. Dr. Pabuccuoğlu, “Ayrıca bu sistemlere alternatif olabilecek, uygulamada kolaylık sağlayan ilaç taşıyıcı vajinal tablet formülasyonlarının tasarımı, üretimi ve kullanımı ile ilgili yöntemleri de sağlar” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Pabuccuoğlu sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Bu buluş aynı zamanda ihtiyacı olan insan veya hayvana bir ilaç etkin maddesi ve hormonların uygulanması için bir ilaç taşıyıcı sistemi olup, klinik deneylerin gerçekleştirilmesinden sonra belirtilen amaçlarla kullanılabilecek uygun bir farmasötik formülasyona dönüştürülme olanağına da sahiptir.”

Projenin yardımcı araştırıcıları arasında İÜ Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Koray Gök, İÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Serhat Pabuccuoğlu, Doç. Dr. Kamber Demir ve Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümüt Cirit, Biopharm Aşı İlaç Sanayii’nden Doç. Dr. Süleyman Bacınoğlu (Biopharm Aşı İlaç Sanayii ve Tic. Ltd. Şti.) İÜ Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Yıldız Özsoy Erginer ve Prof. Dr. Erdal Cevher yer alıyor. Bu buluşla ilgili ikinci bir patent başvurusu da European Patent Office (EPO)’ne yapıldı. İnceleme aşamasında ve işlemler devam ediyor.



Öne Çıkan Haberler

Mobilya ARGE Proje Yarışması’nda 2. Olduk

Prof. Dr. Necati Mumcu Son Yolculuğuna Uğurlandı

Uluslararası Göç Sorunu ve Türkiye’nin Göç Politikası Konferansı Gerçekleştirildi

Yaşlılar Teknoloji İle Buluşuyor

ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı Gerçekleştirildi

Montrö Boğazlar Konvansiyon

“80. Yılında Montrö Boğazlar Konvansiyonu ve Prof. Dr. Sevin Toluner’e Saygı Günü” Düzenlendi