“İrtihalinin 747. Sene-i Devriyesinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’’ Paneli Gerçekleşti

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Türkiyat Araştırma Enstitüsü Akademik Sohbetleri “İrtihalinin 747. Sene-i Devriyesinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’’ isimli panel 17 Aralık Perşembe günü çevrim içi olarak düzenlendi. 

İÜ Türkiyat Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Balcı açılış konuşmasında akademik sohbetler etkinliği kapsamında Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin anılmasının önemli olduğunu dile getirdi. Mevlânâ’nın İslam’ın tasavvufi yorumlarını hayatında ve sanatında gösteren tarihi bir şahsiyet olduğunu söyleyen Prof. Dr. Balcı, Türk Dili ve Edebiyatı başta olmak üzere cemiyet hayatının birçok safhasında kendinden sonra da varlığını hissettirdiğine değindi.


Güzel sanatların, edebiyat ve musiki alanında da Mevlânâ’nın izlerine asırlardır rastlanıldığını aktaran Prof. Dr. Balcı, “Sanatkarlara yol gösterici olmuştur. Tasavvufi yorumları ve açtığı İslam’ın düşünce ve ihsan denebilecek boyutunda da takipçilerine yol göstericidir” şeklinde sözlerine devam etti. Teşekkürlerini ileterek sözü Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’na devretti.

“Düşünce ve Sanat Dünyamızda Hz. Mevlânâ” hakkında konuşan Prof. Dr. Karaismailoğlu, Mevlânâ’nın hayatı hakkında kısaca bilgi verdi. Mevlânâ’nın 10 yaşındayken bugünkü Suriye’den Anadolu’ya gittiğini aktaran Prof. Dr. Karaismailoğlu, ‘’Hz. Mevlânâ 15 yaşında Karaman’da ikametine başladı ve yuvasını oraya kurdu. Hayırlı evladı Sultan Veled onun eserlerini bize ulaştırdı. Büyük Horosan’da bizim tanıdığımız şahsiyetlerle ve bizim kültürümüzle bir arada bulundu. Selçuklu’yla bir Türk yurdu haline gelen Anadolu’da güzel bir mekân elde etti” ifadelerini kullandı. 

Konya şehrinin Mevlânâ ve Mevlânâ kültürü için büyük bir öneme ev sahipliği yaptığını anlatan Prof. Dr. Karaismailoğlu Anadolu’nun Mevlânâ için özel bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Konya’yla alakalı münasebetini ifade ederken Prof. Dr. Karaismailoğlu, “Mevlânâ Konya’nın ona şiir söylettiğini söyler. Mevlânâ’nın varlığıysa Konya’yı dünyayla buluşturdu diyebiliriz. Onun Konya’yla bağlantı kurması bütün dünyanın Konya’yla bağlantı kurmasına neden oldu. Dünyanın her yerinden Mevlânâ’yı sevenler Konya’ya yönelmektedir” şeklinde konuştu. 

“66 Yaşında Hakka Yürürken 66 Bin Beyit Şiir ve 500 Sayfa Yazılı Metni Kaleme Aldı” 

Mevlânâ’nın neşeyi ve zevki çok anlamlı bir şekilde sunduğundan bahseden Prof. Dr. Karaismailoğlu, dünyadaki tüm sıkıntıları zevke dönüştürdüğünden hatta ölümü bile neşeli bir tatlı güne çevirdiğini bildirdi. Bu hisleri aktarırken kullandığı en büyük vasıtanın şiir ve yer yer musiki olduğunu belirten Prof. Dr. Karaismailoğlu, 66 yaşında hakka yürürken 66 bin beyit kadar şiir ve 500 sayfa yazılı metini ardında bıraktığını sözlerine ekledi.

Prof. Dr. Karaismailoğlu Mevlânâ’nın hayatıyla alakalı kısaca bilgi verdikten sonra konuşmasında zevkine, heyecanına ve bize gösterdiği kılavuzluğa yönleneceğini belirtti. ‘’Biz burada onun insana dönük neşe ve zevklerini ön plana çıkaracağız. Herkes kendi çerçevesinden yaklaşarak ondan bilgiler elde ediniyor. Bu eserleri oluştururken büyük bir mirasa sahipti” şeklinde konuşan Prof. Dr. Karaismailoğlu, Mevlânâ’nın Anadolu İslam dünyasında ve İslam öncesindeki dosyalardan oluşmuş olan bilgilerden yararlanmayı başarılı bir şekilde sürdürdüğünü aktardı.


“Gönülden Gönüle Konuşmayı Ön Plana Çıkarttı”

Mevlânâ’nın eserlerinde İslam dünyasından ve alimlerden çok söz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Karaismailoğlu, bu eserleri verirken Farsça, Arapça, Türkçe ve Rumca’dan yararlandığını ve çevresiyle de 4 farklı dilde konuşup anlaşabildiğini belirtti. Mevlânâ’nın bazı beyitlerinden örnekler veren Prof. Dr. Karaismailoğlu, dil kullanımda da yer yer halkın konuşmasını yansıtan bölümler var olduğuna ve gönülden gönüle konuşmayı ön plana çıkarttığına değindi. 

Gönülden gönüle konuşmayı çok önemsediğine dikkat çeken Prof. Dr. Karaismailoğlu, “Düşmanlıkların aradan kalkmasını isterdi. İnsanoğlunun yeryüzüne kavga için gelmediğini anlatırdı. Zaten topluma dost olması gerektiğini eserlerinde de vurguluyor” şeklinde ifade etti. Prof. Dr. Karaismailoğlu, Mevlânâ’nın gönle ve gönülden bakışa dikkat çektiğini belirtirken bugün de bu bakışa ihtiyaç duyduğumuzu aktararak teşekkürlerini iletip sözlerini noktaladı. 

‘’Sufiler İçin Müzik Allah’a Yakınlaştıran Bir Vesile Olmuştur’’

Ardından sözü ‘’Mevlevi Müziği ve Mevlevi Ayin-i Şerifi’’ isimli konusu hakkında konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Harun Korkmaz devraldı. İslam medeniyetinin mistikleri olan sufilerin müziğe yoğun ilgi duyduğundan bahseden Arş. Gör. Korkmaz, “Sufilerde müzik ayinlerinin bir parçası olmuş ve Allah’a yakınlaştıran bir vesile olarak dini merasimlerde de kullanılmıştır” ifadelerine yer verdi. 

Başta def ve bendir gibi ritim sazları olmak üzere pek çok enstrümanın sufilerin ibadet yeri olan tekkelerde çalındığını aktaran Arş. Gör. Korkmaz, “Zamanla İslamiyet’in yayılmasıyla sufilik uzak doğudan Fas’a kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Merasimlerdeki müzik, icra edildiği bölgenin köklü müzik gelenekleriyle doğal bir ilişkiye girmesine neden olmuştur. Orijinal bir sentez doğmuştur. Bu sebeple pek çok sufi kendine has müzik ekolleri geliştirmiş ve bu gelenek günümüze kadar aktarılmıştır” şeklinde konuştu. 

Sufi müziği, Mevlevi mukabelesi ve Türk musikisi hakkında bilgi veren Arş. Gör. Korkmaz teşekkürlerini sunarak konuşmasını noktaladı. 

Konuşmalardan sonra “Mevlevi Musikisinden Bir Seçki’’ isimli müzik dinletisi yapıldıktan sonra panel sona erdi.

Haber: Yağmur Meltem Atik
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü


Öne Çıkan Haberler

doktorclub ödül sağlık

4. Doktorclub Awards “Türkiye'nin Sağlık Ödülleri” Sahiplerini Buldu

iklim

''İklim Değişikliği 'Pandemisi' Daha Büyük Bir Sorun''

CERN

İstanbul Üniversitesi, CERN’deki Çalışmalarına Devam Ediyor

iletişim dekan tören

Prof. Dr. Abdullah Özkan İletişim Fakültesi’nin Yeni Dekanı Oldu

İSTARMER proje

“Online Eğitimde Performans Geliştirme Projesi” Başlıyor

mevlevilik sempozyum

Klasikten Moderne Türk Edebiyatında Mevlevilik ve Şeyh Galib Sempozyumu Başladı