Binlerce Bitki Örneğinin Korunduğu Bir Miras: İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu

Türkiye’nin bitkilerine dair en önemli zenginliklerden birisi olan İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu (ISTE), 130 bine yakın bitki örneğini bünyesinde barındırıyor. Öncelikli olarak tıbbi bitkilere yer verilmekle birlikte, Türkiye’nin birçok yerinden önemli bitki örneklerinin korunduğu Eczacılık Fakültesi Herbaryumu, araştırmacıların çalışmaları için güvenli bir kaynak niteliği taşıyor. Bitki örneklerinin dijital ortama aktarılması konusunda bir projenin de yürütüldüğü Herbaryum hakkında, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Herbaryum Direktörü Prof. Dr. Emine Akalın açıklamalarda bulundu.


Kuruluşu 1945 yılına dayanan İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu, Tıp Fakültesi’ne bağlı Eczacı Okulu’nda, Farmakognozi Kürsüsü içinde, Türkiye’nin tıbbi bitkilerinden örnekler toplanarak oluşturuldu. 1964 yılında Direktörlüğünü Prof. Dr. Asuman Baytop’un yaptığı Farmasötik Botanik Kürsüsü’nün kurulmasından sonra 7 bin 760 bitki örneğinin bu kürsüye devredilmesiyle çalışmalara devam edildi. 1956 yılından itibaren ise uluslararası düzeyde “ISTE” adıyla tanınan herbaryum, bugün bünyesindeki 130 bin bitki örneğiyle büyük bir zenginliğin koruyuculuğunu gerçekleştiriyor.

Birbirinden Değerli Koleksiyonlar

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu’nda tıbbi bitkilerin yanı sıra, Türkiye’nin birçok yerinden çok sayıda bitki örneğinin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Emine Akalın, herbaryumdaki koleksiyonlar hakkında önemli bilgiler verdi. Ballı Bitkiler Koleksiyonu, Flora Helenica Koleksiyonu, Herbarium Normale Koleksiyonu gibi koleksiyonlardan örnek veren Prof. Dr. Akalın şu şekilde konuştu: “Türkiye’de ilk defa ISTE’de kurulmuş olan Ballı Bitkiler Koleksiyonu bal üretimiyle ilgili kurum veya kişilere bilimsel destek sağlamak amacıyla oluşturulmuş olup arıların polen ve nektar aldığı 755 örneği barındırmaktadır. Flora Helenica Koleksiyonu, Yunanistan'dan toplanmış 194 bitki örneğinden oluşmaktadır. 1881-1908 arasında Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Macaristan, İspanya gibi ülkelerden toplanmış 77 familyaya ait 1028 örneğin bulunduğu Herbarium Normale Koleksiyonu, Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Yıldız'ın 1977-2014 arasında Türkiye'nin farklı bölgelerinden toplandığı yaklaşık 1700 örneğin yer aldığı Prof. Dr. Bayram Yıldız Koleksiyonu ile Etnobotanik Koleksiyonu da ISTE’de yer almaktadır.”

“Genetik, İlaç, Gıda Gibi Birçok Alanda Çalışma Yapılıyor”

Bitkilerle ilgili çalışma alanlarını aktaran Prof. Dr. Akalın, tıbbi açıdan önem arz eden bitkiler üzerine yapılan çalışmaların yanı sıra; etnobotanik, floristik, taksonomik, palinolojik, karyolojik, anatomik ve morfolojik çalışmalar yapıldığını kaydederek, “Bitkilerle ilgili sadece bitki teşhisi değil; kimyasal, genetik, ilaç, gıda, biyoçeşitlilik, kromozom, polen gibi birçok alanda çalışma yapan araştırmacılar herbaryum örneklerini incelemektedir” dedi.

Bitki Örnekleri Nasıl Korunuyor?

Doğadan toplanan bitki örneğinin herbaryum örneği haline gelmesinin birtakım işlemlerin yapılması ile mümkün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Akalın, bitkilerin doğadan toplandıktan sonra hızlı bir şekilde kurutulmasının amaçlandığını belirterek, preslerde yassı olarak kurutulan bitki örneklerinin herbaryumda yerini almadan önce üzerlerinde var olabilecek böcek larvalarının etkisiz hale gelmesi için -20 derecede bekletildiğini dile getirdi. Bu işlemden sonra bitki örneklerinin herbaryum kartonlarına uygun bir şekilde yapıştırıldığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Akalın, “Bitkiler daha sonra alanında uzman kişiler tarafından teşhis edilip herbaryum kurallarına göre hazırlanan etiketleri eklenerek herbaryum dolaplarına kaldırılıyor. Dolaplara kaldırılan örneklerin uzun süre varlığını devam ettirebilmesi için herbaryumun nem ve sıcaklık değerleri belirli aralıklarda sabit tutuluyor ve düzenli olarak ilaçlama işlemi gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.

“Yaklaşık 3 Bin Bitki Örneğinin Görüntüsü Dijitale Aktarıldı”

İfadelerine herbaryumun dijital ortama aktarılması hakkında değerlendirmelerde bulunarak devam eden Prof. Dr. Akalın, verilerin dijital olarak saklanmasının günümüzde başta bilim olmak üzere birçok alanda neredeyse bir zorunluluk haline geldiğini ve özellikle pandemi sürecinde bunun öneminin çok iyi anlaşıldığını vurguladı. Herbaryumun dijital ortama aktarılmasına ilişkin çalışmaların, devam eden uzun soluklu bir proje şeklinde yürütüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Akalın şunları kaydetti: “Burada birinci amaç herbaryumla ilgili her türlü verinin depolanması olmakla birlikte; dijitalleştirme çalışmaları araştırmacının, örnekleri önceden görebilmesi açısından son derece faydalı olacaktır. Ayrıca üniversitemizin ve özelde herbaryumumuzun büyük önem verdiği topluma hizmet açısından da önemli bir işlev görecektir. Meraklı kişiler ilgilendikleri bitkinin doğru bilimsel adı ile bir örneğini görme olanağına sahip olacaklardır. İlk olarak var olan tüm etiket bilgileri veri tabanına aktarılmış, daha sonra bu bitkiler taranarak dijital ortama kaydedilmiştir. Bu amaçla özel tarayıcılar kullanılmaktadır. Yaklaşık 3 bin örneğin taranmış görüntüleri dijital ortama aktarılmış olup amacımız bu örneklerin sayısını hızlı bir şekilde arttırmaktır. Daha ayrıntılı çalışmak isteyen araştırmacılar herbaryumu ziyaret ederek inceleme yapabilmektedir.”


“Bugün Doğada Göremediğimiz Birçok Bitki Herbaryumumuzda Bulunuyor”

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu’nda bilim dünyasına kazandırılmış 170 kadar tip örneğinin de yer aldığını belirten Prof. Dr. Akalın, herbaryumun bazı tıbbi cinsler açısından önemli bir merkez olduğunun altını çizdi. Adaçayı (Salvia), kantaron (Hypericum), sarımsak (Allium), çakşır otunun farklı cinsleri, gelincik-haşhaş türleri (Papaver), gül (Rosa), geofit cinslerine ait neredeyse tüm türlerin herbaryumda yer aldığını aktaran Prof. Dr. Akalın, herbaryumun yalnızca bitkileri saklamak için değil; aynı zamanda araştırmacıların çalışmaları için de güvenilir bir kaynak niteliğinde olduğunu vurguladı ve ifadelerini şöyle tamamladı: “Bitkilerle yapılan çalışmalarda bitki materyali referans olarak kullanılmaktadır. Referans olarak gösterilecek yer de herbaryumlardır. Herbaryumlar aynı zamanda biyoçeşitliliğin korunması ve değerlendirilmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin bizim herbaryumumuz, İstanbul ve çevresindeki bitkiler bakımından en zengin herbaryumdur. Bugün doğada göremediğimiz birçok bitkiyi barındırır, İstanbul’un nadir ve endemik türlerini görme olanağı sağlar. Herbaryum her seviyeden öğrenci için de bir eğitim alanıdır. Farklı eğitim kurumlarından öğrenciler herbaryumu ziyaret edip birlikte projeler gerçekleştirebilmektedir.”

İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu’nda bulunan bitki türlerinin listesine ulaşmak için tıklayınız.

Haber: Tuğçe AYÇİN
İÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü


Öne Çıkan Haberler

ukraynaenstitüsü ziyaret

Ukrayna Enstitüsü’nden Üniversitemize Ziyaret

Sosyal Bilimler Enstitüsü Sekreterimize Anlamlı Emeklilik Töreni

dişhekimliği dijitalgözlük

İÜ Diş Hekimliği Fakültesi Yeni Döneme Dijital Gözlükle Başladı

TÜBİTAK BİGG

TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) Programı 2020 Yılı Çağrısı İçin Ön Başvurular Alınmaya Başlandı

rafting şampiyon

Rafting Takımımız Türkiye Şampiyonu

tıp vatan kbb göz cerrahi hastane

İstanbul Tıp Fakültesi’nin Vatan Yerleşkesi’nde KBB, GÖZ ve Cerrahi Hastanesi Hizmete Açıldı